Hacı Veyiszade Hacı İbrahim Efendi

Hacı Veyiszade Hacı İbrahim Efendi
(1308/1892-1945)

Hacı Veyiszade Hacı İbrahim Efendi

Hacı Veyiszade Hacı İbrahim Efendi

1308/1892 yılında Konya’da doğdu. Hacı Ve-yis Efendi’nin oğlu, Mustafa Efendi’nin küçük kardeşidir. İlk tahsilini ve hafızlığını tamamladıktan sonra, medrese tahsilini Adliye Medresesi’nde babasından yaptı ve babasından icazet aldı.

Birinci Dünya Savaşı’na subay olarak gitti ve Sina Cephesi’nde savaşa katıldı. Daha sonra Şatır, Sakyatan Göçü köylerinde imamlık ve öğretmenlik yaptı. Konya’ya döndükten sonra, Tekke Mahallesi’nde Piri Paşa Camii civarındaki mescid-de de uzun yıllar imamlık yaptı ve hatimle namaz kıldırdı. Sabah namazlarından sonra da burada vaaz ve nasihatlarda bulundu.

O günleri hatırlayanların anlattığına göre İbrahim Efendi’de Mevlit’e büyük önem verir, mescidinde sık sık mevlit merasimleri olur. O gün yatsıdan sonra ağabeyi Hacıveyiszade Mustafa Efendi’de cemaati ile birlikte katılır.

Merhumu yakinen tanıyan Mahmut Sural Bey, onun hakkında şunları söyler:

“ Hacı Veyiszade Hacı İbrahim Efendi de, tıpkı babası ve ağabeyisi gibi âlim, fazıl, muttaki ve ihlâs sahibi bir olgun kişi idi. Çok nekre ve şakacı olan merhumun da kalbe vakıf olduğu söylenirdi. İbadet ve ihlâsta üstüne gelen yoktu. Merhum Hacı Veyis Efendi ile iki oğlu, maneviyat yolunda üç yarışçı gibi idiler. Birinde bulunan güzel bir davranış, diğerinde de mutlaka bulunurdu. Bu üç mutlu insanın birinden söz ederseniz, diğer ikisinden de söz etmiş olursunuz. Bu üç değerli insanın görüntüsü gözlerimin önünden hiç gitmez.”

Medine-i Münevvere’ye gitmeye karar verdiği günlerde akrabalarından zengin bir zât olan Hacı Mehmet Efendi, Vehbi Çelik Hoca, Hacı Veyiszade Mustafa Efendi, Fahri Efendi ile İbrahim Efendi’yi yemeğe davet eder, maksadı İbrahim Efendi’yi fikrinden caydırıp Konya’dan salmamaktır.

İbrahim Efendi:

“Üç oğlum var, onları istediğim gibi okutamadım, onları okutmak için gideceğim.” deyince…

Mehmet Ağa:

“- Sanatın yok, servetin yok, orada, perişan olursun.” şeklinde karşı çıkması üzerine,

İbrahim Efendi:

“- Yanımda götürdüğüm para bitinceye kadar okuturum, bitince de hacılara sakalık yapar tahsillerini bitiririm.” der. Söze karışan Vehbi Çelik Hoca, Mehmet Ağa’ya şöyle der:

“Mehmet Ağa! Aşk hâline gelen ulvî bir arzu engellenemez, bırak gitsin.”

Neticede İbrahim Efendi 1938-1939 yıllarında Medine-i Münevvere’ye gider ve üç oğlunu da okutur. İbrahim Efendi 1945 yılında Medine’de vefat eder. Ali Ulvi Bey’le diğer oğlu Ahmet Ziya tahsillerini Mısır’da Ezher Üniversitesinde, üçüncü oğlu Mehmet Nuri de Amerika’da yapar. Her üçü de hafızdır. Ahmet Ziya Efendi aynı zamanda iyi bir hattatdır. Mehmet Nuri Bey Madrit’te Suud Hükümeti’nin sefiri idi. Sefirlikten emekli olan Nuri Bey Halen Medine’de ikamet etmektedir. Kardeşlerinden, Ali Ulvi Bey, ULVÎ bir şair, gerçek bir münevver, muttakî bir kul, seller gibi coşan bir Peygamber âşığı idi.

Diğer kardeşi, Ahmet Ziya Bey ise, Medine-i Münevvere’de ikamet etmektedir.

KAYNAKLAR

M. Ali Uz, Hacı Veyiszade Mustafa Efendi ve Ailesi, Konya 2009, s.140-144;
Sural, a.g. dizi yazı,.28 Ekim 1975;
Mustafa Sabri Küçükbaşcı, “Hacı Veyiszade İbrahim Efendi”, Konya Ansiklopedisi, 2012, s. 4 / 97 – 98.