Hamid Efendi (Çîvizade Damadı)

Hamid Efendi (Çîvizade Damadı)
(899/1494-985/1577)

Konya’da Sungur Mahallesi’nde doğdu. Beyşehir Kadısı Mehmet Efendi’nin oğludur. Meram’da Cemel Ali Dede Türbe ve Mescidi’nin bulunduğu bölgeye adını veren Şeyh Turut’un soyundandır. (Nevizade Atai, 243, Adülkadir Erdoğan, Konya, Konya 1937, 8/505.)

İlk tahsilini doğum yeri olan Konya’da yaptıktan sonra, yirmi iki yaşlarında İstanbul’a gitti. Orada, kayınpederi Çiviza-de Mehmet Muhyiddin Efendi, Mahmut Paşa müderrisi Sâdi Efendi ve Aşçızade Hasan Çelebi’nin derslerine devam ederek icazet aldı. Süleymaniye Medresesi müderrisi ve kazasker Kadri Efendi’den istifade etti ve bir süre onun tezkireciliği görevinde bulundu.

Tahsilini tamamladıktan sonra Bursa’da Molla Hüsrev ve Beyazıd Paşa, Kütahya’da Germiyanoğlu, sonra Bursa Ahmet Paşa, İstanbul’da Davut Paşa ve Gebze’de Mustafa Paşa Medreseleri’nde müderrislik yaptı. Bir süre Manisa müftülüğü görevinde bulunduktan sonra, Şeyhzade Medresesi müderrisi iken 1549 yılında Şam, bilahare Kahire Kadılığı’na terfi etti. Bir ara bu görevinden azledildi ise de, sonra azil kararı kaldırılarak, Ayasofya Medresesi müderrisliğine getirildi. 961/1554 yılında Bursa ve 963/1555 yılında İstanbul Kadısı oldu. 964/1557 yılında da terfian Rumeli Kazaskerliğine atandı, bu görevi dokuz yıldan fazla sürdü. Hocası Şeyhü’l-İslâm Muhyiddin Efendi’nin kızı ile evlendiğinden Çivizade Damadı olarak anıldı.

Aşırı içki düşmanlığı ve tok sözlülüğü yüzünden, Kanuni’nin oğlu II. Selim tarafından, Anadolu Kazaskeri ile birlikte görevinden alındıysa da, 982/1574 yılında meşhur Şeyhü’l-İslâm Ebussuud Efendi’nin vefatı üzerine, Şeyhülİslâmlığa getirildi. Osmanlı Döneminin on beşinci Şeyhü’l-İslâmıdır. Ebu’s-Suud gibi ünlü bir Şeyhü’l-İslâm’ın yerine bu göreve getirilmiş olması, onun ilmî kudretinin açık delilidir.

Üç yıl, bir ay ve yirmi gün meşihat makamında bulunduktan sonra, 985/1577 tarihinde III. Murad döneminde Şeyhü’l-İslâm iken 985/1577 yılında vefat etti. Eyüp Sultan’da Mihrimah türbesi karşısındaki kabristanda medfundur.

Hamid Efendi’nin bir fetvası ve el yazısı (İlmiye Salnamesi)

Hamid Efendi’nin bir fetvası ve el yazısı (İlmiye Salnamesi)

Onun Şeyhü’lİslâmlık döneminde ilmiye kademelerinde bazı değişiklikler yapılmıştır. (Sicilli Osmani, 1996, II/110)

Hamid Efendi Zeyrek’de medrese olarak da kullanılan talebe hücreleri bulunan bir mescit yaptırdı. Evliya Çelebi bu medresede yedi yıl ilim tahsil ettiğini söylediği gibi, mescidin yapım tarihini, 985/1577 olarak verir. (Evliya Çelebi, Seyahatname I/237) Bundan mescidin, Hamid Efendi’nin vefat ettiği yıl yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Mescit günümüze gelememiştir.

Konya’da Sungur Mahallesi’nde yaptırdığı muallim hanesi ile buna meşrut bir evi, 19. yüzyıl sonlarına doğru yıkılmış, arsası Burhanzadelere geçmiştir. Yine aynı semtte bir zaviyesinin bulunduğu da rivayet edilir.

Onun dört ciltlik “Fetâvâ-yı Hâmidiyye” isimli eseri, uzun yıllar medreselerde ders kitabı olarak okutulmuştur. Onun bu eseri, bir hukuk içtihatları külliyesi niteliğindedir. Bu eseri Çorumlu Ahmet Efendi adında bir zat şerhetmiştir.

Onun en önemli hizmetlerinden birisi de Kanunî Sultan Süleyman Vakfını dini kayıtlara bağlaması, yani Süleymaniye Vakfiyesini tanzim etmesidir. Bunun yanında Kanuni’nin kızı Mihri-şah Sultan’la Rüstem ve Hadım İbrahim Paşaların vakfiyelerini de Hamid Efendi düzenlemiştir. Bunların hepsinde onun el yazısı ve mührü vardır.

Hamid Efendi’nin kardeşi Muhittin Mehmet Efendi ve yeğenleri Martoloszadeler de zamanın tanınmış müderrislerindendir.

KAYNAKLAR

– Şakaik-ı Numaniye Zeyli Atâî, 242-243;
– Evliya Çelebi, Üçdal neşriyat, İstanbul tarihsiz, 1/237, 310;
– Mehmet Süreyya, Sicilli Osmani, 1995, İstanbul, II/110-111;
– Abdülkadir Altunsu, Osmanlı Dönemi Şehülİslâmları İstanbul 1972, 36; 1973
– Konya il Yıllığı; 305;
– Uz, İpek Yolu, a. g. makale1999, II/ 12-13;
– Cahit Baltacı, “Hamid Mahmud Efendi”, DİA, 1997, 460-461;
– Abdülkadir Erdoğan, “ Kanunî Süleyman’ın Vakfiyesi ve Kazasker Hamid Efendi” Konya, 1937, 8/501-507.