Ahmet Eflâkî

Ahmet Eflâkî
(ö. 761/1360)

Adı Ahmet, lakabı Şemseddin’dir. Hangi tarihte doğduğu tesbit edilemiyen Ahmet Efâkî, Bedreddin-i Tebrizi’nin talebesidir. İyi bir tahsil gören Efâkî, din ilimleri yanında kimya ve astronomi (felekiyat) ilimleri ile de uğraştığından Efâkî mahlası ile tanındı ve Mevleviler arasında da Efâkî Dede olarak anıldı.

Moğol hükümdarlarından Keygatu’nun 690/1291 yılında Konya’ya geldiği sırada o da Sultan Veled’i ziyaret etti ve bilahere de, Ulu Arif Çelebi’ye intisap etti. Ulu Arif Çelebi’nin vefatına kadar yanından ayrılmayan Efâkî, Çelebi’nin bütün yaptığı seyahatlere katıldı ve onun tavsiyesi üzerine de meşhur eseri; Menakıbu’l-Arifin / Ariferin Menkıbeleri’ni yazdı. Efâkî bu eserini, 718/1318 yılında yazmaya başladı ve 754/1358 yılında tamamladı.

Ulu Arif Çelebi ile Anadolu başta olmak üzere; Azerbeycan ve Tebriz’e gitti. Onun vefatından sonra da, Arif Çelebi’nin oğlu Âbid Çelebi’nin hizmetine girdi.

Ahmet Eflâkî

Ahmet Eflâkî

Ahmet Efâkî, otuz Recep 761/ 15 Haziran 1360 tarihinde Konya’da vefat etti ve ileride hayatını anlatacağımız Topbaşzade Ahmet Kutsi Efendi’nın, Mevlâna Külliyesi’nin doğusundaki evinin avlusuna gömüldü. Bu yerin 1929 yılında yıkılması üzerine Efâkî’nin kabir taşı Mevlâna Müzesi’ne kaldırıldı. Mezar taşı Türbe’de, “Mehmet Bey Türbesi”nin altındadır. Kabir taşı kitabesinin Türkçesi şöyledir:

“Allah Bâki’dir. Büyük bilgin, herşeyi gereğince bilip haber veren, zamanın eşsiz, asrının tek hadimi, rahmete mazhar olmuş ve suçları örtülüp yar-lığanmış olan, Arife mensup bulunan (Ulu Arif Çelebi’ye intisabından dolayı kendisine Arifi de denilmiştir) Efâkî, yedi-yüz altmış bir yılı, Recebin sonuncu pazartesi günü yokluk evinden, varlık yurduna göçtü. Allah onu rahmetine kavuştursun ve suçlarını yarlığasın.”

Günümüzde Efâkî’ye ait kabir yeri, Mevlâna Külliyesi’nin doğusunda hazire duvarının bitişiğindedir.

Efâkî’nin vefat tarihi, 1973 Konya Yıllığı’nda 1354 olarak gösterilirse de, bu tarihin hatalı olduğu kabir taşı kitabesinden de anlaşılmaktadır. Kabir taşı hâlen Mevlâna müzesinde muhafaza edilmektedir.

KAYNAKLAR

– Abdülbaki Gölpınarlı, Mevlâna’dan Sonra Mevlevîlik, İstanbul 1983, s.152129-130;
– Özönder, a.g.e. s. 96;
– Erdoğan Erol, Mevlâna’nın Hayatı Eserleri ve Mevlâna Müzesi, Konya 2004, s. 83;
– Emine Karpuz, Konya Ansiklopedisi, 2100, s. 66;
– Nuri Şimşekler, “Ahmet Efâkî”, Konya Ansiklopedisi, s. 66.