Önsöz

Konya tarihte, Selçuklu’ya ve Karamanoğlu’na başkentlik etmiş, Osmanlı döneminde de en önemli şehirlerden biri olma özelliğini daima korumuştur.

Tarihi kadar bağrında barındırdığı nebî, velî ve âlimleri ile de meşhur olan Konya’mız her devirde büyük âlimler yetiştirmiş, daima bir ilim ve kültür merkezi olmuştur. Onun bu özelliği, tarih boyunca en büyük âlim ve mutasavvıfarı sinesine celp etmiş ve asırlarca, pek haklı olarak makarr-ı ulema olma vasfını koruya gelmiştir. (1)

Konya Mersiyesi’nin bir bölümünde:

Hor gezer âdemleri amma velî irfan olur
Hafızı gayet çeri, âlimleri umman olur.
Hasılı bir katre â’b’ın nûş eden arslan olur
Galiba toprağının bu iktizası, Konya’nın.

diyen, Aşık Şem’î hiç de haksız değildir. Konya, Mevlâna, Sultan Veled, Sadrettin Konevî, Şeyh Edebali, Vefa-i Konevî, Muhammed Kudsi Efendi gibi hem ilim hem de tasavvuf erbabı, dünya çapında nice değerler yetiştirmiş, Mevlevîlik gibi bir büyük tarikat da dünyaya, Konya’dan yayılmıştır. Konya, meşihat makamına dört de Şeyhü’l-İslâm vermiştir.

Merkez Konya olmak üzere, Hadim, Akşehir, Seydişehir gibi daha pek çok kaza, bu ilmî gelişmeden nasibini almış, buralarda da açılan medreselerde değerli ilim adamları yetişmiştir.

Bilhassa Konya’da 17. yüzyılın sonlarından Cumhuriyet dönemine kadar yetişen ulema sayısında büyük artış olmuş, hele Islah-ı Medaris gibi modern medreselerde fen ilimleri ile de mücehhez, münevver din adamları yetişmiştir.

Maalesef, son devirde yetişen değerli ulemamızın çoğu unutulmuş, isimleri ve hatıraları anılmaz olmuştur. Bir kısmının kabirleri ve taşları bile kaybolmuştur.

Zaman zaman bazı ulema hakkında yazılan tarihçe-i hayatlar, gazete ve dergi sayfaları arasında kalmış, bunların da çoğu bulunmaz hale gelmiştir. Ben Hacıveyiszade Hocamızla ilgili bilgi ve hatıraları toplarken, bazı dostlar, bu çalışmamı genişletmemi ve diğer Konya uleması ile ilgili bir çalışma yapmamı tavsiye etmişlerdi.

“ Baha Veled’den Günümüze Konya Âlimleri ve Velileri” ile ilgili çalışmamız 1990 yılından önce başlamış ve yıllarca sürmüştü. O zamanlar konumuzla ilgili kaynaklara ulaşmakta bir hayli zorlanmıştık. Araştırdıkça yeni yeni isimlere ulaşıyorduk. Bu ise bizim şevkimizi artırıyordu.

Bahâ Veled’den Günümüze Konya Âlimleri ve Velileri’nin ikinci baskısı, 2004 yılında, ilk baskısı ise 1993 yılında yapılmıştı. Demek ki, bu çalışmamızın 8-9 yılda bir yenilenmesi bir zaruret olarak karşımıza çıkıyor ve her geçen yıl, esere artarak gösterilen ilgi de bizim çalışma gücümüzü artırıyordu.

Geçen süre içerisinde daha önce ulaşamadığımız bazı biyografilere ve kaynaklara ulaştık.Pek çok hayat hikâyesine ekler yaptık. Bazı önemli tashihlerde bulunduk. Bahis sonlarına koyduğumuz kaynaklarla eserin daha faydalı olmasını sağlamaya çalıştık.Ve hâlâ Konya bir ilim ve irfan merkezi, ilim adamı yetiştirmeye devam ediyor. Âlimler ve veliler zincirine yeni halkalar ekleniyor. Biyografik çalışma yapmanın zorluğunu ehli bilir. Zaman zaman istediğiniz resim, belge ve hayat hikâyelerine ulaşmakta zorlandık. Pek çok bilgi ve belgenin zaman içerisinde kaybolması biyografik çalışmaları güçleştirdiğini, yirmi yıl önc yaşadığımız sıkıntıları hâlâ yaşadığımızı ifade etmek isterim. Bazen de, 20-30 yıldır aradığınız bir belge, bir resim ve bir icazetname hiç ummadığınız bir zamanda elinize geçiveriyor. O zaman da dünyalar sizin oluveriyor.

Asırlar boyu, Konya ilmine, irfanına hizmet etmiş insanları unutturmamak, onların hatıralarını ebediyen yaşatmak, bu şehrin çocuklarının görevi olduğunu düşünüyorum. Bugün eserin üçüncü baskısının yapılması bu görevin yerine getirilmesinin bir delili değil midir? Diğer önemli bir husus da hayat hikâyelerini sunduğumuz örnek ve büyük insanların yaşantısından bizi güzele, doğruya götürecek, hatalarımızı tashih edecek güzel örneklerin hayatımıza uygulanması meselesidir. Bizi çalışmaya iten en önemli bir husus da budur. Eğer bu konuda faydalı olabiliyor ve semada bir hoş seda bırakabiliyorsak, kendimizi mutlu hissedeceğiz.

Bu eserin, “Konya Âlimleri ve Velileri” adıyla yeniden yayımlanmasına vesile olan, Konya kültünün yaşatılması ve geliştirilmesi hususunda büyük gayretlerini gördüğümüz başta Meram Belediye Başkanımız Dr. Serdar Kalaycı Beyefendi ile MEBKAM Başkanı değerli dostum Hasan Yaşar Bey’e, Ahmet Kuş, Ahmet Çelik Beylere ve eserin basılmasında emeği geçen herkese teşekkür borçlu olduğumu ifade etmek isterim. Kusurlarımızın iyi riyetimize bağışlanacağı umuduyla bütün büyüklerimizi ve mana sultanlarımızı rahmet ve minnetle anıyor, kabirleri cennet olsun diyorum.

KAYNAKLAR

1. Konya’mızda 379 veli ve on dört peygamberin metfun bulunduğu zikredilmektedir.

İki Peygamber, Zafer’de Kibrit Apartman’ından Eski Doğumevi’ne doğru giden yol ve evler altında bulunan kabristanda. üç peygamber Sarı Yakup Kabristanı’nda. üç peygamber Alâeddin Camii civarında. Dört peygamber Musalla kabristanı ve civarında, bir peygamber de Eski Garaj Caddesi üzerinde Tolluoğlu Camii yanında, bugün park ve otobüs terminali haline getirilen kabristanda, bir peygamber de Anıt’ın güneyinde bu günkü pazar yerinin bir bölümündeki kabristanda metfun bulunmaktadır.
Bunlardan altısının ismi bilinmekte sekizinin ismi ise bilinmemektedir. (Selçuk Es. Konya’da Yatan Peygamberler ve Evliyalar, Yıldız Basımevi, tarihsiz).

M.Ali Uz Konya / Temmuz 2013