Bedreddin Gevhertaş

Bedreddin Gevhertaş
Gühertaş
(ö. 659/1261)

Konya’da veliler listesinde yer alan Emir Bedreddin Gevhertaş, Selçuklu Sultanı Alâeddin Keykubat I .’ın lalası ve döneminin ileri gelen emir ve devlet adamlarındandır. Dizdar Bedreddin Gü-hertaş olarak da anılmıştır. İbni Bibi de ondan Emir-i Silah olarak bahseder.

Hazreti Mevlâna’nın babası Baha Veled’in ders ve sohbetlerinde bulunmuş, onun müritleri arasında yer almıştır. Baha Veled’in göstermiş olduğu bir keramet üzerine, Mevlâna ve ailesinin oturduğu meşhur medreseyi yaptırmış ve medreseye zengin vakıfar bağışlamıştır. Karaaslan Köyü’nü Mevlâna mensuplarına vakfeden de Gevhertaş’tır.

Baha Veled ve ailesi Karaman’dan Konya’ya geldiklerinde, önce İplikçi Camii’nin güneyinde yer alan, Altun-Aba Medresesi’ne yerleşmişler, sonraları bu medresenin ihtiyaca cevap verememesi üzerine aile, Gevhertaş’ın yaptırmış olduğu bu yeni medreseye taşınmıştır.

Bu medrese, Selçuklu ve Karamanoğlu devrinde “Medrese-i Mevlâna”, Osmanlılar döneminde de “Medrese-i Molla” olarak anılmıştır.

Hazreti Mevlâna’nın vefatından sonra, Mevlâna türbesi civarında bir medrese daha yapılmıştır ki, bu medrese de “Molla-i Cedid” yani “Yeni Molla Medresesi” adıyla anılınca, Hazreti Mevlâna’nın eski medresesine “Molla-i Atik” yani ‘Eski Molla Medresesi” denilmiştir. Bu medrese 1875 yılında tamir edilmiş, 1918 yılında da tamamen ortadan kalkmıştır. Mehmet Önder Bey, tapu kayıtlarını doğru verirken, Medrese-i Atik”in yerini eski Kız Öğretmen Okulu, şimdiki S.Ü. Rektörlük binasının doğusundan geçen yol ile ev ve dükkânların bulunduğu yere isabet ettiğini kaydederken, İ. Hakkı Konyalı, medresenin yol aşırı olduğunu ifade eder.

Bedreddin Gevhertaş Türbesi

Bedreddin Gevhertaş Türbesi

Son yaptığımız araştırmada, Mevlâna’nın Evi ve Medresesinin, yeni açılan Şerafeddin Caddesi ile Vali İzzetBey Caddesi’nin kesiştiği noktada, Koyuncu Vakfı, Ahmet Sağır Şubesi Dershane binasının yerinde olduğunu tespit ettik. Medrese, yine aynı dönem medreselerinden Seyfiye Medresesi ile sırt sırtadır.

Efâkî, Ariferin Menkıbeleri isimli eserinde, Gevhertaş’tan bahsederken şunları söyler:

“ Nakledilmişti ki, Dizdar adı ile tanınan Emir Bedreddin Gevhertaş, Alâeddin Keykubat’ın lalası idi. Uzun boylu, asil, hayrat sahibi ve sarayın has üstadlarındandı.” Hazreti Mevlâna’nın da, Gühertaş’a hitaben yazılmış birkaç mektubu vardır. Hazreti Mevlâna onu, “ Ulular ulusu, soylu-boylu, adalet ıssı bilgin, orduların öncüsü, savaş arslanı…” sözleriyle metheder.

Gevhertaş, II. İzzeddin Keykavüs taraftarı olduğu için, Müineddin Pervane tarafından, Moğol kumandanı Alıncak’a gönderildiğinde, 659/1261 yılında, diğer beylerle birlikte öldürülmüştür.

Eğer Efâkî’nin beyanı doğru ise, rivayete göre, cesedi Konya’ya getirilerek şimdiki Şems Türbesi’ne defnedilmiştir. Bilindiği gibi Şems, daha sonra vefat etmiş ve cesedi, Ulu Arif Çelebi tarafından atıldığı kuyudan çıkartılıp, Bedreddin Gevhertaş’ın yanına defnedilmiştir.

İ. Hakkı Konyalı, Gühertaş (Gevhertaş) türbesinin Karaaslan Köyü sınırları içerisinde, Karaslan’a giderken yolun solunda bulunduğunu ifade eder.

KAYNAKLAR

İbni Bibi, Anadolu selçûkî Devletleri Tarihi (Çev. M. Nuri Gençosman), Ankara 194, s. 269;
Efâkî, a.g.e. s 1/41-42;
Turan a.g.e. s. 585-586;
Mehmet Önder, Mevlâna’nın Konya’daki Evi ve Medresesi. Konya 1965, s. 4-5.
Konyalı,1964, a.g.e. s.606-610;
Gölpınarlı, Mektuplar, a.g.e. s. 235.