Ermenekli Mustafa Safvet Efendi

Ermenekli Mustafa Safvet Efendi (Safvet Aysu)
(R.1293/M.1877-1966)

R. 1293/M. 1877yılında Ermenek’de dünyaya geldi. Babası Mustafa Edip Efendi ve büyükbabası Ahmet Vasfi Efendiler de ulema sınıfından ve müderristir. Annesi Hanife Hanım da Ermenek’te müftülük yapan bir soya mensuptur.

Safvet Efendi, ilk ve rüştiye tahsilini memleketinde yaptıktan sonra, önce babasından ve diğer Ermenek âlimlerinden medrese tahsiline başladı. Daha sonra Konya’ya geldi, Konya Müftüsü Aladağlı Hacı Ahmet ve Yalvaçlı Ömer Efendilerden okuyarak icazet aldı. İstanbul’da da Ödemişli Mustafa Efendi’den hikmet, Arapkirli Hüseyin Avni Efendi’den de tefsir ve belagat okudu. Hüseyin Avni Efendi’den icazet almaya muvafak oldu. 1318/1902 yılında açılan ruûs imtihanını da büyük bir başarı ile kazandıktan sonra, 1320/1904 yılında Beyazıd Camii’nde tedrise başladı ve 1332/1916 yılında talebelerine icazet verdi.

Dârü’t-Tâlim gibi pek çok müessese de hocalık yaptı. Hususi surette Arapça, Farsça ve bu arada Şeyh Sâdî’nin Gülistan’ını, Hafız Divanı’nı ve Molla Camî’nin Baharistan’ını okuttu. 1335/1919 yılında rüûsu, İbtidâi Dâhil derecesine yükseldi. Aynı yıl Medreseler İaşe Müdürlüğü, 1336’da Ders Vekâleti azalığı, Medreseler Müfettişliği ve Dârü’l-hikmeti’l-İslâmiyye azalığı vazifeleriyle dört yıl kadar memuriyet hayatında bulundu ve daha sonra bu görevlerinden istifaen ayrıldı.

1340 yılı Huzur Dersleri VII. Meclisinde, Debreli Vildan Faik Efendi’nin mukarrirliğinde başmuhatap olarak ders-i şerife iştirak etti ve bu vazifesi 1341/1925 yılına kadar devam etti.

1328/1912 yılında Konya Mebusu olan Mustafa Safvet Efendi, Beyânü’l-Hak mecmuasında pek çok ilmî ve dini yazıları çıktı. 1920’de Müderrisler Cemiyeti’nin kurucularındandır. Âlim, fazıl, hakkı söylemekten çekinmeyen, muarızlarının bile takdirine mazhar olan bir zattır.

Hüdâi Dergahı’nın imamı Abdullah Taşde-len anlatır:

“ Biz Safet Hoca’da okuduk.

Çok cesur bir insandı. Büyük bir âlimdi. Vaktiyle Sultan Vahdeddin’in huzur hocalığını yapmış, huzur derslerinde.

Evinde okuturdu bizi. Okul gibiydi evi. Üç grup talebesi vardı okuttuğu evinde. Bir grup gelir, bir grup giderdi.

Arapça okutmak yasaktı o azamanlar. Fakat buna rağmen Hoca, hiç çekinmeden okuturdu.

Bir ara bir komiser geldi karakoldan:

“- Efendim! Ben emniyetten geliyorum. Arapça okuttuğunuz için şikayet var. Onun için geldim.” dedi.

Safet Efendi:

“- Bu bir emir mi, yoksa rica mı?” diye sordu komisere.

Komiser de ister istemez:

“- Ricadır Efendim.” deyince…

Safet Hoca:

“- Peki! dedi. Madem rica ediliyor, üç günlüğüne tatil ediyorum. Emir olsaydı, etmeyecektim. Ama rica edildiği için üç gün tatil ediyorum. Fakat üç gün sonra yine başlayacak derslerimiz” dedi ve öyle de oldu!

Üç gün sonra yeniden başladı derse, korkusu yoktu kimseden!

Safet Efendi’nin talebelerinden birisi de merhum Lütfi İkiz Bey’dir.

Lütfi Bey’in anlattığına göre, emniyet takibinden çok rahatsız olan Safet Efendi, daha sonra talebelerini bir Ermeni mahallesinde okutmaya başlar ve böylece takipten kurtulur.

20.3.1964 tarihinde İstanbul’da vefat eden Mustafa Safvet Efendi, Lütfı İkiz Bey gibi talebelerinin katıldığı bir cemaatla naşı, Anadolu yakasına geçirilerek Küplüce Haziresi’nde toprağa verilir. Eşi Şükriye Hanım da 1962 yılında vefat etmiştir. Kabrini ziyaret sırasında tarafımızdan tespit edilen kabir taşı kitabesi şöyledir:

Beyazıd
Dersiâmlarından
Ermenekli Hoca Safet Efendi
Vefatı: 20.3.1964.

KAYNAKLAR

Huzur Dersleri, s. II-III / 250-251;
Arabacı, a.g.e. s. 292; Mustafa Özdamar;
Celâl Hoca Kuşağı, s. 158,
Lütfi İkiz’den alınan bilgi.