Müinüddin Pervane

Müinüddin Süleyman Pervane
(ö. 676/1277)

Selçuklu döneminde, toprağı dirlik olarak veren, buna ait defterleri tutan ve sunulacak beratları hazırlayan memura, ‘Pervane” denilmiştir.

Müinüddin Süleyman Pervane, aslen Deylemli’dir. Horasanlı olduğunu söyleyenler de vardır. Babası Mühezzebiddin Ali de II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in nâiplerindendir.

İki yönlü siyasetiyle bütün düşmanlarını alt etmiş ve uzun yıllar görevini başarıyla yürütmüştür. Bu yüzden kendisi Emir Pervane, Pervane diye tanınmış, hatta pervane deyince daima bu zat anlaşılmıştır. Bu yüzden veliler listesindeki Pervane Sultan’ın bu olması gerekir.

Sultan Gıyaseddin Keyhüsrev III.’ün tahta çıkması ile pervanelik ünvanıyla birlikte, emirlik de verilmiştir.

Emir Pervâne’nin, Hazreti Mevlâna ile yakın münasebeti vardır. Sohbetlerinde bulunmuş ve ona büyük hürmet göstermiştir. Hazret-i Mevlâna’nın, Pervâne’ye hitaben yazılmış pek çok mektubu vardır.

Gerek Hazreti Mevlâna’nın mektuplarında, gerek Ariferin Menkıbelerinde çokça adı geçen Müinüddin Pervane aynı zamanda saraya da mensuptur. II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in de damadıdır.

Birgün Konyalılar, büyük bir derde uğrar. Yardım için Sultan Veled’e başvururlar. Sultan Veled’in ricası üzerine Hazret-i Mevlâna, Müinüddin Pervâne’ye bir mektup yazar. Pervane mektubu alınca, mektubu öper ve başına koyduktan sonra, Konyalıların isteklerini yerine getirir.

Mektubat, Ariferin Menkıbeleri ve Fihi Mâfih’den anladığımıza göre Müineddin Pervane, önce Baha Veled’e intisap etmiş, Hazreti Mevlâna’dan feyz almış, Sadreddin Konevî’den de hadis okumuştur. Hazreti Mevlâna’nın vefatından sonra da Sadreddin Konevî’nin talebesi Fahrüddin-i Irakî’ye mürit olmuştur. Aynı zamanda hafızdır.

Hazret-i Mevlâna’nın hemen vefatından sonra, zamanın bilginleri; Sema’ın yasaklanması için Pervâne’ye başvururlar. O da bu meseleyi hocası Sâdreddin Konevî’ye danışır. Konevî’nin bu yasaktan sakınmasını tavsiye etmesi üzerine, eskiden olduğu gibi sema’ı serbes bırakır.

Aksaraylı Kerimeddin Mahmut da Müinüddin Pervâne’den övgüyle bahseder. Pervâne’nin iman ve yurtseverliğine şu olayı örnek gösterir:

“Adamlarından birisinin dört tane arap atı vardı ki, tam bir yıldan beri idman yaptırmış, on gün geceli gündüzlü yürüyebilecek derecede mükemmel yetiştirilmişti. Moğolların durumlarında kötü alametler belirmeye başlayınca böyle sonu belli bir yolculuğa çıkmaktansa bu atlara binerek kaçmayı ve zafer vaktine kadar bir yerde gizlenip beklemeyi teklif ettiler. Pervane verdiği cevapta:

– Evet kaçmak kolaydır. Bu fırsat ve imkan da vardır. Ancak bizim yüzümüzden Moğollar arkadan birçok vilayetlere baskınlar yapacak, suçsuz müslümanlara işkence ve zarar yapacaklardır. Birkaç gün daha yaşamak kaygusu ile benim kaçmam yüzünden halkın bu zahmetlere uğramasına nasıl razı olabilirim.” demiş ve Moğollar’ın çağrısı üzerine Erzincan’a gitmiştir.

Aksaraylı Kerimeddin, onun ölümü için şu manzum tarihi verir:

“ Cömertlik ve yücelik âleminin bir tanesi olan Pervane şehit oldu. Cihanın gönlüne bir dağ vuruldu. 676 (1277 M.) yılı Rebiülevvel ayının ilk gecesinde, yatsı sularında Aladağ (Erzincan) da Allah’ına kavuştu.”

Arkasında pek çok hayır eseri bırakan Müinüddin Süleyman Pervâne’nin eşi, hayır sahiplerinden Gürcü Hatun da, Mevlâna muhiplerinden-di. Aynüddevle adında bir ressama Mevlâna’nın resmini, Pervâne’nin yaptırdığı rivayet edilir. Bazı tarihçiler, onun Baybars’la işbirliği yapmasını siyasi bir hata olarak kabul ederler.

Osman Turan Hoca da, Pervane hakkında şu fikirlere yer verir:

“ Selçuklu devlet adamları arasında Müinüddin Pervane çok dikkate şayan bir şahsiyet olup on beş yıllık bir devre kendi damgasını vurmuştur. O pervanelik mevkii dolayısıyla da bu şöhreti adına galip gelmiş ve pervane kendisine isim olmuştur. Moğol müdaheleleri, saltanat kavgaları, Türkmen ayaklanmaları ve daha sonraları da çeşitli zulümler ve buhranlar o dereceye vardı ki Türkiye’de hakikaten bir pervane devri halkın şuurunda yerleşti. Nitekim bir kaynak Pervane zamanında asayiş o kadar ileri idi ki, kurt ile kuzu birlikte su içip dolaşırlardı’ hükmünü kaydedebilmiştir.”

İbn-i Bibi, Süleyman Pervane’nin Sultan Rükneddin’in öldürülmesindeki rolünü uzun uzun anlatır.

Mehmet Önder Bey, Moğollar tarafından işkence ile öldüren Pervâne’nin ölüm tarihini 1279 olarak verir.

KAYNAKLAR

– İbn-i Bibi, a.g.e. s. 270-272;
– Efaki, a.g.e. s. 105-6, 176-177, 599-600;
– Kerimeddin Mahmud, 1963, a.g.e. s. 194. 195;
– Turan, a.g.e. s. 522-523;
– Konyalı, a.g.e.s. 632;
– Önder.a.g.e. s. 25;
– Mevlâna Celâleddin, Mektuplar, s. 248-249;
– Fürûzanfer, a.g.e. s. 170-171.
– Muharrem Kesik, “Muinüddin Süleyman Pervane” DİA, 2006 s31/91-93.