Pir Esad Sultan

Pir Esad Sultan
Pisili Sultan

(ö. 662/1263)

Hazreti Mevlâna ile muasır velilerden birisi de halkın Pisili Sultan olarak bildiği Pir Esad Sultan’dır. Türbesi ve zaviyesi, Pir Esad Mahalle-si’ndedir. Bu gün, türbenin doğusunda bulunan zaviye ve mescitten eser kalmamıştır. Türbenin kıblesine büyük bir cami inşa edilmiş olup, 15-20 yıl kadar önce ibadete açılmıştır.

“- O nedir?” diye sorunca, Abdurrahman da kedi olduğunu söylemesi üzerine Efendimiz,

“- Ente Ebu Hureyre” “Sen kedilerin ba-basısın!” buyururlar. Ve o olaydan sonra bu ashabın adı, “Ebu Hureyre” olarak kalır. Manası; “Kedilerin babası” demektir.

Pir Esad Türbesi

Pir Esad Türbesi

Türbenin doğusunda, önü açık zaviyede Karamano-ğulları Dönemi meşayihine ait bulunan mezarlar hâlen mevcuttur.

Selçuklu Döneminin meşhur şeyhlerinden biri olduğu anlaşılan Pir Esad Sultan’ın başucundaki kitabeden onun, 662/1263 yılında vefat ettiği anlaşılmaktadır.

Halkın Pisili Sultan diye andığı bu büyük veli, Mevlâna’dan on yıl kadar önce vefat etmiştir. Adından da anlaşılacağı üzere, kedileri çok seven Pir’in vasiyeti üzerine, kedisi de sandukasının sol tarafına ve ayakucuna doğru gömülmüştür.

Mahlûkâta merhamet ve sevgi, İslâm’ın en önemli umdelerinden biridir. Onun için; “Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” buyrulmuştur.

Zamanla her iki ismi de kullanılmaz olur. Ebu Hureyre (Raziyal-lahü Anh) Hazretleri, bu isimleri Peygamber Efendimiz koydukları için, o isimlerini çok sever ve kendilerine herkesin, öyle hitap etmelerini isterlermiş.

Ebu Hureyre (Raziyallahü Anh), beş bin üç yüz yetmiş dört hadis rivayet etmişlerdir. En çok hadis rivayet eden ashabın başında gelen Ebu Hureyre Hazretleri, 78 yaşlarında oldukları hâlde, 59. h. yılında Medine’de vefat etmişlerdir.

Pir Esad Sultan’in kabir kitabesinin Türk-çesi şöyledir:

Ashabın ileri gelenlerinden Ebu Hureyre (Raziyallahü Anh) de kedi sevgisiyle meşhurdu. İslâmiyetten önceki ismi Abdüşşems iken, Müslüman olduktan sonra, Abdurrahman adını almıştı. Bir gün, kucağında bir kedi ile evine doğru giderken Peygamber Efendimiz’le karşılaşırlar. Peygamber Efendimiz:

“Rahim ve Rahman Yüce Allah adıyla. Her canlı fânidir. Ancak Allah bâkidir. Bu türbe; ulu, yüksek şöhretli Şeyh, dünyada Allah’ın Velisi Şeyh Esad’ın türbesidir. Allah’ın rahmeti üzerine olsun. 622 yılında vefat etti.”

Türbe, Konya’mızda mevcut türbelere göre oldukça bakımlı gözükmektedir. Türbe içerisinde ve dışında rastgele konulmuş taşlar vardı. Burada bulunan taşlar bir araya toplanarak İ. Hakkı Konyalı’nın da belirttiği gibi burası, bir taş müzesi hâline getirilebilir. Taşların bir kısmı toprak altında kalmış ve bir kısmı da kaldırım ve merdivenlerde kullanılmıştır. Türbe ve zaviye çevresi asırlarca Pir Esat Mahallesi olarak anılmıştır. Pir Esad Zaviye ve Türbesi için, Hem Selçuklu hem de Karamanoğlu döneminde pek çok vakıf tesis edilmiştir. Çevresindeki mahallelerde pek çok gayrimenkul, doğuda Evdireşe’ye (Evdireşe dahil) kadar geniş bir alan Pir Esat Vakfına dahildir.

Fakih Dede Mahallesi’nde 17 Şubat 1691 tarihli bir ev satışından ev yerinin, Pir Esat Vakfına mukataalı olduğu anlaşılmaktadır. Yine 18-27 Kasım 11714 tarihli bir berat da zaviye evkafı tevliyeti ile ilgilidir. Günümüzde bu zengin vakıfardan eser kalmamış, hepsi özel mülkiyete geçmiştir.

KAYNAKLAR

KŞS. (İzzet Sak), 2010, 37/275;
KŞS, 45/698;
Mehmet Zihni. EI-Hakâik. İstanbul. 1310 , Cüz 1. s. 144;
Mehmet Önder, Mevlâna Şehri Konya, Ankara 1971 s. 188;
Konyalı, a.g.e. s. 188;
ES. Muhtasar Konya Ansiklopedisi (Haz. Uz), s. 2/341.