Üçler Sultanlar

Üçler Sultanlar

Halk arasındaki menkıbelerden birisi şöyledir:

Konya’nın büyük üç kabristanından birisine adı verilen üç kardeşten ikisinin, Konya’da Üçler Kabristanı’nda, birisinin de Manisa’da metfun bulunduğu rivayet edilir.Rivayet mevsuk değildir.

Bu üç kardeşin anneleri olan Emine Hanım, Kafas Türklerindendir. Babaları Hüseyin Mahmut Efendi’nin, Peygamber Sallallahü Aleyhi Vesellem’in soyundan olduğu ve arkasında namaz kıldığı söylenir.

Üç kardeşten en büyükleri Mustafa Efendi Manisa’da, ortanca İsmail Efendi (250-310 H.) ile küçükleri İbrahim Efendi Konya’da metfundur.

Mevlâna Türbesi’nin hemen güneyindeki kabristanın birinci kapısının girişinde ve solda metfun bulunan bu iki kardeşin kabrinin çevresi ziyaretçilerle dolup taşar.

Üçler Sultanlar’ın kabirleri

Üçler Sultanlar’ın kabirleri

Bir zamanlar kabristanın girişinde bulunan levhadan alınan bu bilgilerden, İsmail Efendi ile verilen doğum ve ölüm tarihleri doğru ise, Baba Mahmud Efendi’nin ashaptan olması ve Peygamber (Sallallahü aleyhi vesellem) Efendimiz’in arkasında namaz kılması için, iki buçuk asırlık bir ömür sürmesi gerekir ki, bu pek mümkün görülmemektedir. Levha sonradan bunun için kaldırılmış olmalıdır. Halk Arasında Üçler’le ilgili pek çok menkıbe nakledilir. Önemli olan Üçler Sultanlar’ın, veliler listesinde yer almış olmalarıdır.

Üç Horasan eri, mürşitlerinin vasiyeti üzerine, uzun ve meşakkatli bir yolculuktan sonra Konya’ya gelirler. Onları şehrin girişinde yüzü peçeli bir derviş karşılar. Bu zat onlara izzet ve ikramda bulunur ve kendisinin Hz. Mevlâna dervişlerinden olduğunu ve onların da bu dergâhın dervişlerinden sayılacağını söyler. İşte Üçlerin girişinde yatan zatlar bu Horasan erleridir. Rivayete göre yüzü peçeli zat da bunların Konya’ya gitmelerini vasıyet eden mürşitleridir.

Başka bir menkıbeye göre de, uçarak Anadolu’ya gelen üç dervişten birisi, Konya üzerine geldiklerinde arkadaşlarına, “Konâlim mı?” diye sorunca liderleri durumunda olan zat, “Kon ya!” der. Bunun üzerine bu üç derviş, Konya’yı mekan tutar, şehrin adı da o günden itibaren “Konya” diye anılmaya başlar. Bu üç derviş de ölünce bugünkü yerlerine gömülür.

Selçuk Es de, benzer bir menkıbe ile kabristanla ilgili bir kitabe metni verir.

KAYNAKLAR

Saim Sakaoğlu, 101 Anadolu Efsanesi, Anmara 2003, s. 217;
ES. Muhtasar Konya Ansiklopedisi (Haz. Uz), s. 2/428.