Şeyh Ahmet Mürsel Yatağan
Şeyh Ahmet Mürsel, 15. yüzyıl başlarında Horasan ülkesinden gelerek, Meram ilçesi dahilinde bulunan Yatağan köyüne gelip yerleşmiş ve orada ölmüştür. Pek çok keramet gösterdiğine ve ermiş kişi olduğuna inanılmaktadır.
Vakıf kayıtlarında hocası olarak gösterilen Dediği Sultan (Şeyh Halit Dediği) menakıbna-mesinde kendilerinin Anadolu’ya gelişleri anlatılmaktadır.
Buna göre Tükistan’da Ahmed Yesevî neslinden Dediği Sultan, Yatağan Mürsel Tur-gutoğulları ile yola çıkmışlar ve Hicaz’ı ziyaret ederek Anadolu’ya gelmişler. Önceleri Konya Beyşehir arasında Elengirt (Melengürit olarak vakıfta geçen) dağında kalmışlar, çeşitli kerametler göstermişler ve daha sonra, Dediği Sultan Ilgın-Mahmuthisar Tekke öyküne yerleşmiş orada gömülmüştür.
Yatağan Mürsel ise, tamamen boş bir alan olan önceleri Söbiçimen olarak bilinen Yatağan köyüne yerleşmiştir. İki kızını evlendirmiş ve bu iki haneden Yatağan köyü meydana gelmiştir.
Ermiş bir kişi olan Yatağan Mürsel, yeni kurulan Karamanoğlu Beyliği ile temas kurmuş ve Konya’nın imarına büyük önem veren Karamanoğlu II. Mehmet, İbrahim Hakkı Konyalı’nın Konya Tarihinde yayımlanan 810 /1407 tarihli vakfı kurmuştur. Arap dilinde yapılan bu vakıfta, Kavaklı ve Söbiçimen mezraları bulunmaktadır.
Ahmet Mürsel’in, 1869 tarihli Konya Salnamesi’nde, ermiş kişiler listesinde adı bulunmaktadır.
Halk arasında Ahmet Mürsel ve köyün kuruluşu ile ilgili diğer yaygın bir menkıbe de şöyledir:
Birkaç kişiden meydana gelen bir erenler grubu Horasan tarafarından yola çıkarlar. Bu erenler kah yürüyerek, kah uçarak Konya çevresine kadar gelirler. Mola vermek düşüncesiyle Yatağan köyünün hemen yanındaki tepeye konarlar. Burada bir müddet ibadet ve taatla meşgul olduktan sonra, havalanarak yollarına devam ederler. Bir müddet sonra, içlerinden en yaşlı olan, Şeyh Ahmet Mürsel, arkadaşlarına dönerek:
“Yatayım mı?”
diye sorar. Onlar da cevaben:
“Yat ağam!”
derler. Bu cevap üzerine Şeyh Ahmet Mürsel, yere iner ve o köye yerleşir.
Aynı gruptan diğer bir zat, Şeyh Hasan, Yatağan köyüne bir saat mesafedeki bir köye iner. Odaya yerleşir.
Kafiledeki diğer zatlardan Seyit Harun-ı Velî bugünkü Seydişehir ilçesine yerleşir.
Aynı zamanda iyi bir dokumacı olan Yatağan Mürsel, yerleştiği ve kurucusu olduğu bu köyde ölmüş ve bu köye gömülmüştür. Sonradan yapılan kara yapı türbesinde, yanında yatanlar da vardır ve o günden kaldığı kabul edilen, bazı savaşlarda kullandığı âletler saklanmaktadır. Türbesi bilhassa çocuğu olmayan kadınlar tarafından ziyaret edilmektedir.
Dağın adı, erenlerin güruh hâlinde gelip konmalarından ileri gelir. Yatağan ise, Şeyh Ahmet Mürsel’e arkadaşlarının verdiği, “Yat ağam” cevabının değiştirilmesiyle ortaya çıkmıştır.
Şeyh Hasan’ın indiği köyün adı da , “Hasan Şeyh” veya halk arasındaki adıyla “Hasanşıh” adıyla anılır.
Melengürit Dağı civar köylerce kutsal kabul edilmektedir. Burada daha önce yaşandığı ve Bizans döneminden yapı kalıntıları olduğu görülmektedir.
Anadolu’da böyle köy ve kasaba kuruluşları ile ilgili menkıbelere rastlamak mümkündür.
KAYNAKLAR
KVS 1869;
Saim Sakaoğlu, 101 Anadolu Efsanesi, Ankara 2003, s.233-234;
Mehmet Bildirici, Konya Ansiklopedisi, s. 74-75;
Mustafa Ataman, “Erengüruh Dağı”, Türk Foklor Araştırmaları, , 12(229), Ağustos 1968, 5025-5026.