Abdurrahman (Kavun) Efendi

Abdurrahman (Kavun) Efendi
(1875-1959)

Abdurrahman (Kavun) Efendi

Abdurrahman (Kavun) Efendi

1875 yılında Konya’da doğdu. Ulemadan Acıdortlu Hacı Yakup Efendi’nin oğludur. İlk tahsilini müteakip medrese tahsiline başladı. Önce Islah-ı Medaris’te okudu. Sonra hoca olarak burada Arapça sarf, nahiv ve mükâleme dersleri verdi. Islah-ı Medaris’in kapatılmasından sonra da Dâru’l-Hilâfe Medresesi’nde hocalığı devam etti. Medreselerin kapatılmasından sonra, Sedirler Yanık Cami’de, Acıdort köyünde ve pek çok camide imam hatiplik yaptı.

Hacı Veyiszade ve Akşehirli hocalar yakın dostları idi. Sık sık bir araya gelir, sohbet ederler. Abdurrahman Efendi, özü sözü doğru, halkın sevip saydığı bir insandı.

Hoca’nın evi Türbe’nin hemen arkasında yer alan Tamtam Sokağı’nın köşesinde yer alıyordu. Ağazadelerin evi gibi pek çok meşhur insanın evi, bu sokak içerisinde idi. Bu sokak ve çevresi daha sonra istimlak edilerek Türbe’nin arkasındaki gül bahçesine dahil edildi. Böylece bu tarihi sokak da unutulup gitti.

İnşaat yüksek mühendisi Fahri Özparlak’ın dedesi olan Abdurrahman Efendi, 14.10.1959 tarihinde vefat etti. Üçler Kabristanı’nda metfundur.

II. Abdülhamid tarafından kendisine gönderilen kürk, Koyunoğlu Müzesine torunu tarafından bağışlanmıştır.

Hoca bir zamanlar, kirada olan ve satılığa çıkarılan bir evi görmek ister. Kapıyı çalar. Kiracı evi göstermek istemez. “Bir görü versek ne olur?” diye, kapıdan içeri bir adım atar. Kiracı mesken masuniyetini ihlalden davacı olur.

Hakim, duruşma sırasında hocaya acıyıp, “Hocam içeriye adımını atmadın, değil mi?” diyerek hocayı kurtarmak ister. İfadesinin yolunu açar. Başka bir tanık falan da yoktur. “Adım atmadım dese berat edecektir. Ama hoca, “Hakim bey, bu yaştan sonra yalan mı söyleyeceğim, bir adım attım” deyince Hoca Efendi ceza alır, üç ay kadar hapis yatar. Bunu duruşmaya tanık olanlardan dinlemiştim. İşte onlar böyle insanlardı.

KAYNAKLAR

– Torunu Fahri Özparlak’ın verdiği bilgi.