Gilisralı Hacı Osman
(ö. 1313/1897)
Konya’nın Gilisra Köyünde dünyaya geldi. Babası İsmail Efendi’dir. O zamanlar Gilisra’ya bağlı köylerin ağası durumunda olan bir aileye mensuptu. Konukseverliği ile tanınan bu aile içerisinde yetişen Hacı Osman Efendi, ilk tahsilini köyünde yaptı. Daha sonra Konya, Kayseri ve İstanbul’un ünlü âlimlerinden okudu. Kara Hafız-zade Mustafa Muhtar Efendi’den icazet aldı. Gerekli bütün imtihanları vererek müderris oldu ve İplikçi Camii’nde ders okutmaya başladı.
Mali durumu müsait olan Osman Efendi, bugünkü Şems Caddesi’nde, Şems Parkı’nın güney köşesi karşısında yer alan “Küçük Daire” olarak da tanınan, Gilisralı Medresesi’ni yaptırdı. Vakfettiği bu medreseye de müderris oldu. Medrese iki bölümden oluşuyordu. Bir bölümünde talebe okurken, diğer bölümünde misafirler kabul edilir ve burada zamanın en büyük âlimleri gelerek ilmî tartışmalarda bulunurlardı. Zamanla burası bir akademi halini aldı. Hacı Osman Efendi’nin, Konya’nın yeniden makarr-ı ulema haline gelmesinde büyük emeği geçti. Gevrakî Abdülkadir Efendi, Gezlevîli ve Kafalı Hocalar, Müftü Abdullah Vahdi Efendi, Karahafız Mustafa Efendi ve Kadınhanlı Hacı Hüseyin Efendi bu dönemin ünlü isimleridir. Konya’nın ilmî bakımdan en parlak dönemlerinden birisi bu dönemdir.
Hacı Osman Efendi 1291/1874 yılında yirmi yedi talebesine Şerh-i Akait ve İsagoçi, 1299/1882 yılında 28 talebesine tefsir, Kadımîr ve Mirat, 1300/1883 yılında otuz altı talebesine Dürrü’n Naci ve Mülteka, ertesi yıl da aynı sayıda talebesine tefsir ve Molla Cami okuttu. Konya Evkaf Komisyonu reisliğinde bulundu.
Bir taraftan da ticaretle iştigal eden Hacı Osman Efendi, 1313/1897 yılında vefat etti ve Şems Kabristanı’na defnedildi. Bu kabristanın sonradan park haline getirilmesi üzerine çocukları, Osman Efendi’nin kabrini Musalla mezarlığına nakletti.
Merhumun kabir taşı kitabesi şöyledir:
El-merhum ve’l-mağfurun leh
Ulema-i kiramdan
Ve fuzala-ı benamdan
Gilisravî el-Hac
Osman Efendi Hoca.
Ruhuna fatiha 1313
NOT: Gilisralı Osman Efendi’nin bir talebesine verdiği icazetin ketebesinin altında verdiği Hatm-i Hacegân tarifinden ve adının başında kullandığı eş-şeyh kelimesinden, Osman Efendi’nin aynı zamanda bir tasavvuf erbabı, tarikat mensubu ve şeyhi olduğu anlaşılmaktadır. Bu icazetin baş tarafardaki metinde de esas adının “Osman Şükrü” olduğu zikredilir.
KAYNAKLAR
– KVS 1291/1874, 1299/1882, 1300/1883, 1301/1884;
– Arabacı, a.g.e. s. 305-306;
– Sural, a.g. d. Yazı, 1 Ekim 1975.