Hızır Bey

Hızır Bey
(810/1407 – 863/1459)

6 Ağustos 1407 tarihinde Sivrihisar’da doğdu. Babası, Sivrihisar kadısı Celaleddin Efendi, annesi Nasreddin Hoca’nın kızıdır. İlk tahsilini babasında yaptı. Bursa’da ünlü ilim adamlarından Muhammed Yegân’ın tanınmış öğrencilerindendi. İyi bir medrese tahsilinden sonra İslâmi ilimlerde ve edebiyetta ülkenin tanınmış âlimleri arasında yer aldı. Hocasının kızı ile evlendi. Bu evlilikten Ahmet, Yakup ve Sinan (Paşa) adlarında, ileride her biri paşa lakabıyla anılan üç oğlu, iki kızı dünyaya geldi.

Devrin meşhur âlimleri ile giriştiği tartışmalarda üstün gelmesiyle tanınıp ün yaptı. O devirde, Arap diyarından Edirne’ye gelen bir Arap bilgin, ilmi konularda tartışmaya girdiği herkesi susturuyordu. Bu durum, Sultan II. Mehmet’in kulağına kadar gitti. Bunun üzerine Sultan, genç âlim Hızır Bey’i, Edirne’ye davet etti.

Hızır Bey, sarayda Arap bilginle yaptığı tartışmayı kazanınca bu duruma son derece memnun olan Sultan Mehmet, Hızır Bey’e iltifat ve ihsanlarda bulundu. Sırtındaki kıymetli kürkünü, kendi eliyle Hızır Bey’e orada giydirdi ve onu, Bursa’daki Sultaniye Medresesi’ne müderris yaptı. Bu olaydan sonra Hızır Bey’in şöhreti daha da arttı. Bursa ve Edirne’de birçok meşhur medresenin müderrisliğinde bulunduğu gibi, Sivrihisar ve İnegöl’de de kadılık yaptı.

İstanbul fethedilince de İstanbul kadılığına tayin edildi. Hızır Bey böylece, İstanbul’un ilk belediye başkanı olarak tarihe geçti. Kadı olarak verdiği kararlarla ün yaptı.

Hızır Bey’in Nuniye’sinden iki sayfa

Hızır Bey’in Nuniye’sinden iki sayfa

Altı yıl bulunduğu bu makamdaki hizmetlerinden dolayı bu günkü Kadıköy arazisi, sultan tarafından kendisine arpalık olarak armağan edildi. Zamanla “Kadı Köyü” ismiyle anılmaya başladı. Daha sonra da bu isim Kadıköy’e dönüştü.

Müderrisliği esnasında çeşitli eserler kaleme alan Hızır Bey, fethi takiben İsfendiyar oğlu İsmail Bey’in vakfiyesini hazırladı. Ebcetle tarih düşürme geleneğini geliştiren kişi olarak da tanınan Hızır Bey, anadili Türkçenin yanı sıra Arapça ve Farsça’ya da son derece vakıftı. Üç dilde de şiirleri vardır.

Akaide dair yazdığı el-Nûriyye fi’l-Akâid isimli eseri meşhurdur. El-Kasîdetü’n-nûniyye, Tefsîr-i Yâsîn-i Şerîf, Terceme-i Külliyyât-ı Hoca Ubeydullah, Terceme-i Metâli’u’l-envâr, Tuhfe-i Sultân Murâd diğer eserleridir.

İstanbul’da Hacıkadın Camii ile yanındaki hamamı yaptırdı. Pek çok hayır eseri de bırakan Hızır Bey, 863/1459’da vefat etti. Kabri, Unkapanı yolunda Şeyh Şücaeddin Mescidi haziresindedir.

KAYNAKLAR
Mecdi Efendi, Şakaik tercümesi, 111-114;
Hoca Sadedin, Tacü’t-Tevarih, II/449-451;
Kamusü’l-a’lam, 1308, III/2047;
Mustfa Sait Yazıcıoğlu, “Hızır Bey ve Kaside-i Nuniyesi”, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, C. XXVI, s. 449-588;
Mustafa Sait Yazıcıoğlu, “Hızır Bey”, DİA, 1998, 17/413-415.