Simavlı Osman Zühtü Efendi

Simavlı Osman Zühtü Efendi
(1215/1800-1301/1885)

Aslen Simavlı’dır. 1215/1800 yılında Sındırgı ilçesi Düvertepe köyünde dünyaya geldi. Ali Züh-tü Efendi’nin oğludur. İlk tahsilini memleketinden tamamladıktan sonra Kayseri ve Kilis medreselerinde okudu, 1839 yıllarında Konya’ya gelip yerleşti. Medrese ve hat tahsilini Konya’da tamamladıktan sonra Kurşuncu Osman Efendi’nin torunu ile evlendi. 1844 yıllarında Şükran Mahallesi’ndeki Fettahiye Medresesine müderris oldu ve burada pek çok talebe yetiştirdi. Sonradan bu medreseye, adına izafetle Simavlı Dairesi denildi. Yazı hocası da Akşehirli Yusuf Hilmi Efendi’dir.

Osman Zühtü Efendi mantık, sarf, nahiv ilimlerine vakıf, sülüs ve nesih yazılarında mahirdi. Medresesindeki mesaisinden başka, Cuma ve Salı günleri de talebelerine hüsn-i hat öğretti. Pek çok talebesine bu dalda da icazet verdi.

Osman Efendi, 1874 yılında, Fettahiye Medresesi’nde 27 talebesine Molla Camî, İzhâr ve İsagoci, 1876 yılında 37 talebesine aynı dersler yanında sarf, nahiv, 1877 yılında Molla Camî, Hale-bi ve aruz, 1878 yılında yine aynı derslerle birlikte 25 talebesine Tastikât, 1881-82 yıllarında 35 talebesine Tasavvurât, Camî ve Meanî, 1883 yılında da 32 talebesine Tasavvurât, İzhar, Camî ve Dürri’n-Naci okuttu. Osman Efendi’nin uzun yıllar Fettahiye Medresesi’nde müderrislik yapmış olmasından dolayı, salnamelerde bile medresenin adı Simavlı medresesi olarak geçmeye başlar.

Osman Efendi, gözü gönlü tok bir insan olarak cerre çıkmaz, kimseden birşey kabul etmez, yazdığı Kur’ân-ı Kerimlerin parası ile geçinir. Âlim, fazıl ve mütedeyyin bir zat olarak tanındı.

Söylendiğine göre, talebeliğinin son zamanlarında derse gelip giderken, iki küçük kız kardeş hocanın peşine düşer: “Şelmeli hoca, Şel-meli hoca” diye onu rahatsız ederlermiş. Bu hal devam edip gidince Hoca, rahatsız olmaya başlamış ve birgün kızlara dönüp:

“-Biriniz gelin olup, gün dirlik görmesin. Biriniz de kız kalsın, er görmesin!” diye beddua etmiş. Ve aynen öyle olmuş. Durumu sonradan bu kızlar, hocanın kızına anlatmışlar.

Osman Efendi, çocukları yetiştikten sonra, son yıllarını Kur’an-ı Kerim yazarak geçirdi. Birçok Konya camiinde Kur’an-ı Kerim’i bulunan Osman Efendi, yazdığı bir Kur’ânı da Ravza-i Mutahhara’ya gönderdi.

1301/1885 yılında vefat eden Osman Efendi, Yağlıtaş kabristanında metfundur.

Av. Fikri Simav, merhumun torunu idi. Evleri Kalecik Mahallesi’nde eski Ticaret Odası binasının arkasındaki çıkmaz sokağın içerisinde idi. Aynı mahalle sakinlerinden idik.

Aynı adı taşıyan bir torunu, İstanbul’da bir üniversitede görevlidir.

KAYNAKLAR

– 1874-1883, yılı Salnameleri;
– Arabacı, a.g.e. s. 377;
– Uyar, Hattatlar, a.g.d. yazı, s. 129-130/22;
– Sural, a.g.dizi yazı, 3 Nisan 1976.